top of page

xxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxx

z1.jpeg

Tibet platosu Orta Asya’nın kalbinde, denizden 3 mil yükseklikte ve dünyanın en uzun dağı tarafından çevrelenmiştir. Zorlu coğrafi yapısından dolayı 1950’lerde Çinlilerin fethine kadar dünyanın geri kalanından neredeyse izole olmuştur. Günümüzde Tibet’in güneyinde Çin’in Sincan Uygur Özerk bölgesi ve Çinghay, doğusunda Siçuan, güneyinde Hindistan, Nepal ve Butan bulunmaktadır.

Tibet’in manastır sistemi Çinlilerin işgali ile harap olmadan önce 6.000’den fazla Budist, 600.000’in üstünde keşiş ve 4.000 kadar rahibe ev sahipliği yapmıştır. Üniversitelerinde tarihi ve eşi olmayan el yazmalarının da bulunduğu kütüphaneleri bulunmaktaydı.

Budizmde özel egzersizler ile yaşamı uzatmak hakkında birçok hikaye vardır. Aralarında sayısız Tibet efsaneleri de bulunur. Ruhsal aydınlanma ile sıra dışı uzun yaşayan bu efsanevi rahipler, keşişler Himalaya mağaralarında hayatlarına ve meditasyonlarına devam etmekte ve bunları insanlığa öğretme amacıyla varlıklarını sürdürmekte oldukları söylenmektedir.

Hepimiz uyuşukluğun, hastalığın, görünüş kaybının, yaşlılığın hatta ağrıların ilerleyen yaşla gelen kaçınılmaz bir süreç veya sonuç olduğu yanılsamasına kapılmışızdır.

 

Oysa süreç böyle olmak zorunda değildir. Kişi zihni ve bedeni yaşlandıran kaygının, endişenin ve sıkıntının zehrinden kurtulup rahatlayabilirse bu süreci tersine çevirebilir. Bunu sağlamak için gençlik ve sağlığa ulaşmayı kalpten istemek gerekir. Bu da gerçek bir zihinsel kararlılık gerektirir. Keşişlerin söylemiyle zihinden yaşlılık kavramını silip yerine gençlik hayalleri ve hisleri konmalıdır.

Yaşam enerjisinin sırları ve gücü Çin’de, Tibet’te, Hindistan’da ve diğer kültürlerde keşfedilmiş ve çoğumuza sır gibi görünen şeyler bu kültürlerde herkesin bildiği sıradan şeyler halini almıştır.

 

Tibet’in antik öğretileri nefes ve enerji kontrolü için ilahiler, özel egzersizler, hayal gücü, bedendeki çakraları ve enerji kanallarını açmaya yarayan uygulamalar içerir.

TİBET’İN GENÇLİK VE SAĞLIK KAZANDIRAN BEŞ AYİNİ ( HAREKETİ)

Birçoğumuz yüzyılın tüm bilimsel ve tıbbi avantajlarına rağmen sağlıklı olmak için yeni veya farklı yollar keşfetme, uygulama ihtiyacı hissediyor.

 

Aslında Tibeti’in 5 Hareketi, bedenin kendini doğal olarak iyileştirme ve gençleştirme yeteneğini etkinleştirir.

 

Biliyoruz ki amaçsız, faaliyetsiz, hareketsiz yaşamak erken yaşlanmanın ve kronik hastalıkların en önemli etkenlerindendir. Hareket eksikliği tüm bedeni etkileyen duyusal bir yavaşlamaya neden olur.

 

Pek çok kronik hastalık, immun sistem hastalıkları, enflamasyonla seyreden hastalıklar özellikle de kas-iskelet sistemini tutan hastalıklar bu hareketlerden büyük fayda görür.

 

Eklem hareketleriyle, özellikle de baş-boyun bölgesindeki duyusal sinirlerin uyarılmasıyla beyincik ve talamusta aktivite artışı sağlanır. Bu aktivite artışı ile kalp, akciğerler, barsaklar, salgı bezleri gibi istem dışı işlevlerden sorumlu olan sempatik ve parasempatik sinir sisteminin çalışması düzenlenerek tüm bu organların daha sağlıklı olması sağlanır.

 

Sürekli uygulandığında Tibeti’in Beş Hareketi hem fiziksel hem de zihinsel değişimlere yol açar. Batı tıbbının fazla üzerinde durmadığı beden-zihin-ruh etkileşimiyle sağlığı tüm olarak geliştiren bir egzersiz sistemidir.

Egzersizler dolaşım sistemini güçlendirip iyileştirerek kalbin yükünü azaltır, hücrelerin kanlanma ve oksijenlenmesinin artmasıyla hem yağ dokusu, organlar ve eklemlerde biriken toksinlerin, atıkların, diğer kimyasal ve zararlı maddelerin bedenden atılmasını sağlar hem de bağışıklık sistemini güçlendirir. Böylece hücre yenilenmesi de artar. Kaslardaki ve eklemlerdeki gerilme ve esnemeler aynı zamanda özellikli akupunktur noktalarını ve önemli enerji merkezlerini aktive ederek organ ve sistem fonksiyonlarını olumlu yönde etkiler.  Kemik erimesi azalır ve kemik gelişimi düzenlenir. Çakralar üzerinde yer alan ana salgı bezlerini çalıştırarak daha aktif hale getirir. Böylelikle giderek hem daha genç hissedilir hem de daha sağlıklı olunur.

HİNDİSTAN’DAN TİBET’E

11.yüzyıl civarında bir Budist usta tarafından yoganın Hindistan’dan Tibet’e

götürüldüğüne inanılır. Yoga bir din değildir, beden-zihin ve ruhun bütünleşmesini sağlayan eski bir bilimdir. Yoga duruşları bedeni iyileştirmek, gençleştirmek, zihni berraklaştırmak ve duyguları dengelemek için geliştirilmiştir. Meditasyonlar ise bir tür derin ve sessiz gözlem sürecidir.

 

Bugün batıda öğretilen meditasyon teknikleri ve hareketler hala eski olmasına rağmen çoğunluk olarak uygulama şekli son 50 yılda modern uyarlamalarla oluşturulmuş yoga serileri haline gelmiştir.

 

Bunun aksine Tibetli rahipler tarafından zaman içinde yoga egzersizlerinin etkili bir bileşimi olan ve bizim bugün Beş Ayin dediğimiz ve hiç değişime uğramadan eski öğretiyi içeren egzersiz sistemi oluşturulmuştur.   Beş Ayin           (Hareket )ayrıca yogaya göre çok daha az göz korkutucudur ve kendiliğinden de kolayca öğrenilebilir. Uygulamak için az bir zaman yeterli olur.

 

Tibet’in Beş Hareketine, ilk hafta her gün hareketler 3’er kez tekrarlanacak şekilde başlanır. Hareketlerin bedeni zorlayan ve güç gerektiren bölümleri nefes alıp tutarak, gevşeme bölümleri de nefesi verip sakinleşerek uygulanır. Her hafta hareket sayıları 2’şer kez arttırılarak 9 hafta sonunda 21 tekrara ulaşılır. Organ, eklem ve zarlarda birikmiş toksinlerin kana geçiş ve atılışlarının bedene zarar vermeden daha kontrollü yapılabilmesi için hareket sayıları yavaş yavaş arttırılır. Daha çok tekrara gerek yoktur. Bu süreçte içilen su miktarı da arttırılarak toksinlerin atılımı kolaylaştırılmalıdır. Beden için yeni olan bu hareketleri dikkatli uygulamak, çok zor gelirse tekrar sayısını azaltmak veya daha yavaş arttırmak ve bazı hastalıklar veya özellikle de kas eklem rahatsızlıkları varsa kontrollü ve hafif uygulayarak başlamak gerekir. Bazen de bu hareketlere geçiş yapmak için önce ısınma ve esnemeye yönelik daha hafif ve öncü bir takım hareketlerle başlamak gerekebilmektedir. Yine de bu kararların alınması yetkin bir doktor eşliğinde daha güvenli olacaktır.

 

Tibet’in Beş Hareketi veya diğer egzersizlerden önce bedeni ısıtmak ve sonra kas gerilimini en aza indirmek için gevşemek önemlidir. Hareketler uygulandıktan sonra da 10 dakika kadar sakince sırtüstü uzanıp dinlenmek uygun olur. Dinlenme sırasındaki gevşeme ile iç organlara giden kan akışı artarak hareketin yararları büyük ölçüde artar.

 

Bu hareketler meditasyonla ilgilenenler için iyi bir hazırlık ve destek sağlar. Hareketlerden sonra meditasyon yapmak son derece yararlı olur.

Tibet’in gençlik egzersizleri

1209 sokak No:28  Okçular Ortaca Muğla Türkiye

Tel: +90 546 934 9798

Copyrights 2019 Dr.Meltem Hınçal

bottom of page