top of page

xxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxx

Akupunktur yakın çekim
Akupunkturun Tarihçesi

            Akupunkturu keÅŸfeden ve uygulayanlar Uygur Türkleri'dir. Akupunktur,  yaklaşık 5000 yıllık bir geçmiÅŸe sahiptir. Ä°ç MoÄŸolistan’da Duo Lun Qi harabelerinde, 1963 yılında yapılan kazılarda, bulunan taÅŸ akupunktur  iÄŸnesi  üzerindeki yazıların eski Uygur Türklerine ait olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir. DoÄŸu Türkistan’da Turfan Åžehrinin yakınlarındaki Eski Uygur baÅŸkenti olan Ä°dikut’da, Uygur harfleriyle yazılmış, vücuttaki akupunktur noktalarını gösteren resimlerin yer aldığı yazıtlar da bulunmuÅŸtur. Ayrıca MS 50.yıla ait olduÄŸu düÅŸünülen 2 bronz heykel de bu konudaki görüÅŸleri desteklemektedir. Bu 2 bronz heykelin, Çinlilerden daha çok Uygur Türklerine benzemesi ve o dönemde bronz’a ÅŸekil verilebilen tek medeniyetin sahibinin  Uygur Türkleri olması, akupunkturun ilk olarak Uygur Türklerince uygulandığını ve eÄŸitiminin verildiÄŸinin kanıtıdır. 1991 yılında Alp daÄŸlarının Ä°talya- Avusturya sınırında 5300 sene önce yaÅŸadığı tespit edilen Ötzi ( Buz adam ) olarak adlandırılan bir ceset bulunmuÅŸtur. Eklemlerinde problem olduÄŸu tespit edilen buz adamın üzerinde bulunan 47 tane dövmenin eklem tedavisinde kullanılan vücut akupunktur noktalarına denk düÅŸtüÄŸü ve bu dövmelerin Türk motifleri ÅŸeklinde olduÄŸu görülmüÅŸtür.

​

            Çinliler bu tedavi yöntemini Uygurlardan öÄŸrenerek geliÅŸtirmiÅŸler ve bugünkü  modern  haline getirmiÅŸlerdir.

​

            Akupunktur MÖ 3000 den itibaren Çin’de uygulanmaya baÅŸlanmıştır.Yin hanedanlığı dönemine ait kalıntılarda yapılan kazılarda bambu ve kemikten yapılmış iÄŸnelerin bulunması milattan önce yaklaşık 3000 yıl öncesinden bu yana akupunkturun kullanıldığını göstermektedir. Milattan önce 1000 yıllarında Shang hanedanı zamanının arkeolojik bulguları arasında da akupunktur iÄŸnelerine rastlanmıştır.

 

            Tedavide metal iÄŸnelerin kullanılması ise milattan önce 400 yıllarından itibaren baÅŸlamıştır.

                                                                                                                 

            Milattan önce 4.yüzyıla kadar birçok kitaplar yazılmıştır. Bunlardan en önemlisi Sarı imparator Huang Di Nei Jing ve onun veziri arasında geçen konuÅŸmalar tarzında kaleme alınan “Yellow Emperor’s Classic” adlı kitaptır.

 

            Han hanedanı (M.Ö 206 ve MS 220) zamanında akupunkturun teorik ve pratik temelleri iyice belirlenmiÅŸtir.

 

            Akupunktur Çin de 600 yıllarına kadar bazı aileler aracılığı ile tatbik edilmiÅŸ, aileler onu bir sır olarak soydan soya nakletmiÅŸlerdir.

 

            Tang hanedanı zamanında tıp öÄŸretiminde akupunktur öÄŸretimi de baÅŸlamıştır.

 

            MÖ 4. yüzyılda Hipokrat’ın, kulak kepçesinde belli noktaları kanatarak impotansı, baÅŸ aÄŸrısını, hipertansiyonu tedavi ettiÄŸi bilinmektedir.

Ming hanedanlığının son dönemlerinde (17. yüzyıl ortalarından itibaren) akupunktur geleneksel bir metot olması sebebiyle ve Batı dünyasının da etkisiyle küçümsenmeye ve unutulmaya baÅŸlanmıştır.

 

Ming hanedanı zamanında yaÅŸamış olan akupunkturist Yang Jizhou 1601’de “Akupunktur ve Moksibasyonun Özeti” adlı eseri yayınlamıştır önemli bir referans kitap olarak iÅŸlev görmüÅŸtür.

 

Akupunkturun Avrupa’da tanınmaya baÅŸlaması 15. yüzyıla kadar uzanmakla birlikte 17.yüzyılda özellikle cizvit misyonerlerinin doÄŸuda öÄŸrendiklerini ve gözlemlerini Avrupa’ya aktarmalarıyla olmuÅŸtur. Batıda akupunkturun ilgi görmeye baÅŸladığı bu dönemlerde, 1822’de Çin’de akupunktur özellikle sarayda yasaklanmış ancak halk arasında yaÅŸamaya devam etmiÅŸtir.

 

1637’de Portekizli Dr. Zaratus Lusitanuskulakta bir noktanın koterizasyonu ile siyataljinin tedavi edildiÄŸini belirtmiÅŸtir.

 

Ä°ngiliz William Ten Ryhne ise 1683’de akupunktur üzerine bir kitap yazmıştır.

Ä°ÅŸçi Devrimi sırasında bir kez daha diÄŸer bilimlerle birlikte sekteye uÄŸramış olan akupunktur, 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulması ve Mao’nun geçmeyen baÅŸ aÄŸrılarına akupunkturla ÅŸifa bulması sonrası yeniden gözde olmuÅŸtur.

        

18. yüzyılda Avrupa’da 18 hekimin akupunktur hakkında yazıları vardır. Bunların en önemlileri Valsalva (1707), Kaempfer (1712–1749), Du Halde (1739), Cardonne (1770), Du Jardin (1774) ve Siebold (1781)’dir. Valsalva, kitabında kulakta belirli bir alanı koterize ederek diÅŸ aÄŸrısını geçirdiÄŸini yazmıştır.

 

            1850'lerden itibaren batı kökenli yayınlarda akupressör ve elektrostimülasyonla aÄŸrı tedavilerine rastlanır.

 

           1970'lerden beri batıda akupunktur konusunda çok sayıda bilimsel araÅŸtırma yapılmış  birçok kompleks sistem akupunktur etki mekanizmasında yerini almıştır.

19.yüzyılda akupunktur üzerinde kitap yazan hekimlerin sayısı 140’a yükselmiÅŸtir. Bunların en ünlüsü olan Dr. Berliöz, kronik hastalıklar ve akupunktur üzerine yaptığı çalışması ile otorite haline gelmiÅŸtir.


1929’da Dr.Ferrey Rolles akupunkturla ilgili Japonca kitapların Fransızca çevirileri ile ilgilenmiÅŸtir. Bunları Fransa’nın eski Çin konsolosu Saurerie de Mourant’dan elde ederek Homeopati Francais isimli dergide yayınlamıştır.


1950’lerde Dr. Nakatani Japonya’da temelinde akupunktur prensipleri bulunan ryodoraku yöntemini geliÅŸtirmiÅŸtir.

 

1957 de Fransa’da Dr. Nogier kulağın ters homunculus ÅŸeklinde olduÄŸunu ve kulakta bütün vücut noktalarının bulunduÄŸunu ileri sürerek auriküloterapiyi geliÅŸtirmiÅŸtir 1969’da RAC (Refleks auriculo-cardiac) adını verdiÄŸi fenomeni açıklamıştır. 1976’da Nogier, kulak kepçesinde 7 ayrı frekansı, 1980’de Enerji, Fazlar ve Lateralite kavramlarını tanımlamıştır.

 

            Aynı dönemde Ä°ngiltere’de Sir Henry Head teorileri ile akupunkturu açıklamaya çalışmış, Felix Mann yayınladığı akupunktur kitapları ile akupunkturun yaygınlaÅŸmasına ciddi katkılarda bulunmuÅŸtur.     

 

  Kulak baÅŸta olmak üzere  baÅŸ, ağız, el, ayak gibi organlar üzerinde tüm vücut organ ve sistemlerin yansımaları anlamına gelen, noktadan santimetreye varan büyüklüklerde alan iÅŸgal eden mikrosistemler tanımlanmış ve tedavide bu alanlar da pratik ve etkin ÅŸekilde kullanılmıştır. Batı tıp bilimi bunlar içinde en etkili ve geçerli mikro sistem olarak kulak akupunkturunu görmektedir.

 

          Batıda akupunktur hak ettiÄŸi ününe, 1972 yılında dönemin Amerikan baÅŸkanı Richard Nixon’ın Çin ziyareti sayesinde kavuÅŸmuÅŸtur.

 

            Akupunkturun daha ilkel ÅŸekilleri pek çok ülkede uygulanmaktadır. Bazı Arap ülkelerinde vücuttaki akupunktur noktalarının bir kısmı koterize edilerek yakılmaktayken Eskimolar yontularak keskinleÅŸtirilmiÅŸ taÅŸ iÄŸneler kulllanmaktadır.

 

            Geleneksel Çin Tıbbı son 30–40 yıldır sürdürülen akılcı politikalarla deÄŸerine tekrar kavuÅŸmuÅŸ ve tüm dünya bilim çevrelerinde yerini almıştır. Akupunktur Çin Halk Cumhuriyetinde Tıp Fakültelerinde klasik Batı tıp eÄŸitimi verilen okullarda öÄŸretilmektedir, ayrıca Japonya, Kore gibi uzak doÄŸu ülkelerinde de standart bir tıp uygulaması haline gelmiÅŸtir. Fransa, Almanya, Avusturya, Ä°talya, Ä°sviçre, Belçika,  Macaristan, ABD ve Rusya da akupunktur enstitüleri ve akademileri faaliyet göstermektedir.

​

Akupunktur Yazıları

1209 sokak No:28  Okçular Ortaca MuÄŸla Türkiye

Tel: +90 546 934 9798

Copyrights 2019 Dr.Meltem Hınçal

bottom of page